Kablo Türk, yerli ve milli üretimini Afrika’nın güneyine taşıyacak

Yurt içi üretimlerini farklı coğrafyalara ihracatla taçlandırmaya devam edeceklerini söyleyen Kablo Türk Genel Müdürü Fatih Yılmaz, pandemi sürecini başarılı şekilde yönettiklerini ve sektörde yenilikçi uygulamalarla büyümeye devam edeceklerini kaydetti

Kablo Türk Genel Müdürü ve aynı zamanda İstanbul Ticaret Odası (İTO) Elektrik Ekipmanları Meslek Komitesi Başkanlığı görevini yapmakta olan Fatih Yılmaz, firma olarak yaklaşık 20 yıldır sektörde faaliyet gösterdiklerini söylerken, üretim, satış ve satış sonrası hizmet ağını genişletmek için adımlar atmaya devam edeceklerinin mesajını verdi.

TIMETÜRK’e değerlendirmede bulunan Yılmaz, sekiz dönümlük fabrika alanıyla İstanbul Silivri, Gazitepe’de üretim yaptıklarını, satış ve idari Yönetimi ise PERPA Ticaret Merkezi’nde gerçekleştirdiklerini kaydetti.
“Veri İletişim, yangına dayanıklı, sinyal kontrol, haberleşme, enstruman,silikon, kauçuk enerji,bakır iletkenli enerji ve alüminyum iletkenli enerji kablolarının üretim ve satışıyla sektörde etkin bir konumda bulunduklarını söyleyen Yılmaz, Kablo Türk’ün teknolojik yönden yeni atılım ve yatırımlara imza atmakta kararlı olduğunu bildirdi.

YURT İÇİ VE YURT DIŞI HİZMET AĞI
Kablo Türk Genel Müdürü Fatih Yılmaz,” Bilhassa son altı yıllık süreçte enerji kabloları, telekom, marin ve endüstriyel sektörlere yönelik etkinliğimiz arttı. Yurt içinde Ege-Akdeniz, Karadeniz ve İç Anadolu bölgesini Home ofis sistemle kanalize eden üç çalışanımız bulunuyor. Bayilere ürün satan distrübitörler üzerinden nihai tüketiciye ulaşıyorlar. Şu an aktif olarak hizmet ağımızda 33 personel bulunuyor. Gelişip büyümeyle birlikte istihdam konusunda da yeni projelerimizi devreye sokabiliriz. Yurt dışında Libya, Irak, Gürcistan, Senegal, Azerbaycan, Tunus ve Cezayir’de ihracat bağlamında hizmetimiz mevcut” dedi.

“GÜNEY AFRİKA PAZARINA RADARIMIZI ÇEVİRDİK”

Yurt içinde yaklaşık 47 ile eriştiklerini kaydeden Yılmaz, ülke dışındaki etkinliklerine ağırlık vermeyi planladıklarını hatırlatarak “Radarımızı Afrika, bilhassa Güney Afrika’ya çeviriyoruz. Buralardaki niş pazarlara ulaşmak bizim için önemli. İhracat açısından Türk firmalarının yerli ve milli adımlarla ellerini güçlendiriyor olmaları bize heyecan veriyor ve biz de şu aşamada onu yapıyoruz. Bu yıl içerisinde telekomünikasyon, Endüstriyel tesislere yönelik özel nitelikli kablo üretimi ağırlık kazandı. Bu noktada üretim aşaması önem arz ediyor. İçerisinde bulunduğumuz pandemi sürecinde de üretimin ne derece önemli olduğunu gördük” dedi.

“PANDEMİ SÜRECİNDE ‘ALTERNATİFSİZ’ DEĞİLDİK”
Sektörün pandemi sürecinin etkisiyle ekonomik yönden daralma yaşadığını belirten Yılmaz, Kablo Türk’ün üretim sayesinde pazar ağını genişletip alternatif pazarlara yöneldiğini söyledi. Yeni ürün ve pazar çeşitliliğine sahip firmaların kendilerini pandeminin negatif etkilerine karşı koruyabildiğini gördüklerini söyleyen Yılmaz, “Biz de üretici bir firma olarak bunu yaşayarak hissettik. Otomotiv, gemi, yat, haberleşme ve ulaşım gibi çok farklı ve geniş alanlarda üretim etkinliğimizin olması bize artı değer sağladı. Tüketiciler bizim sektörde ciddi manada gerilemeler yaşadı ancak biz üretici yönümüzle elimizi güçlü tutmayı başardık” yorumunu yaptı.

“MESLEKİ İHTİYAÇLAR ORTADA”

Sektördeki genel tabloya değinen Kablo Türk Genel Müdürü Fatih Yılmaz “Meslek Lisesi İhtiyacı”nın önemini hatırlattı.
“İnşaat sektöründe artan konut arzı ve endüstriyel tesislerin, gerek modernizasyonu gerekse yeni yatırımları sayesinde sektörümüz Elektrik Tesisat Teknisyeni ihtiyacını karşılayamaz duruma geldi.Bu ihtiyacın karşılanabilmesi için gerekli girişimlerde bulunulması,sektörümüzün ara eleman sıkıntısının giderilmesi; amacına yönelik meslek liselerinde Motor, Elektrik Tesisat ve Led Aydınlatma bölümleri olarak branşlaşmaya gidilmesi bunun yanı sıra meslek liselerinden mezun olan kişilere, mezun oldukları bölüm ile ilgili çalışma alanı yaratılmasının sağlanması (yurt dışında da örnekleri bulunmaktadır) ve bu amaçla mesleği devam ettirecek bir yöntemin oluşturulması sektörün elini güçlendirecektir” değerlendirmesini yaptı.

ÜNİVERSİTE-SANAYİ İŞ BİRLİĞİ VURGUSU

Sadece elektrik sektörü için değil, tüm sektörler için öğrencilerin nitelik kazanması amacıyla üniversite- sanayinin iş birliği içerisinde çalışmasının temin edilmesinin önemine atıf yapan Yılmaz şunların altını çizdi:
“Üretici firmalar, hedef pazar ve ürün seçimi sonucu, alıcılarla birebir buluşturma, yurt dışı yüzyüze iş bağlantıları organize edilmesi, iş birliğinin ve geliştirme faaliyetlerinin yürütülmesi, TİM ile koordineli projelerin genişletilmesi, yurt içi ticareti geliştirmek için Ticareti Geliştirme Meclis Komisyonu, yurt dışı ticareti geliştirmek için Dış Ticaret Meclis Komisyonu oluşturulması önemli. Her sektörde olduğu gibi elektrik sektöründe de riskli firma sorgulanması ihtiyacı bulunmakta. Ne yazık ki sektörümüz her yıl dolandırıcıların tuzağına düşmekten kurtulamıyor. Hem sektörümüz hem de diğer sektörlerde faaliyet gösteren şirketlerin mali durumları, ortaklık yapıları, iştirakleri ve riski sorgulamasının İstanbul Ticaret Odası’ndan yapılmasının sağlanması şart. Şirketlerin sermaye miktarlarına göre borçlanma rasyosunu takip için bir sistem geliştirilmesi ve istihbarat bilgilerinin paylaşılabilir olması da lazım.”

SEKTÖREL STANDARTLARA SIKI TAKİP

“Elektrik sektöründe, ürün ithalatında test ve kontroller yapılırken parça üründe yeterli testler yapılmıyor. Parça ürünler kolaylıkla tam ürüne dönüştürülüp yerli üretim damgası alabiliyor. Neredeyse birçoğu ithal parçalardan oluştuğu halde yerli üretim olmakta ve devletin ciddi vergi kaybına yol açmakta” diyen Yılmaz “Bu konuda bazı firmalar tarafından kapasite raporu alınmak suretiyle kontrol dışı bırakılmaya çalışılıyor. Standart dışı, kalitesiz ve kayıt dışı ürünlerin serbest dolaşımı, satışı, üretimi engellenmeli. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nca piyasa denetimi yapılmalı.Haksız rekabete yol açarak can ve mal emniyetini tehdit eden bu duruma ilişkin ilgili mercilerle acil temasa geçilip uyarılarda bulunulmalı” dedi

YASAL ZEMİNDE ORTAK ÇALIŞMALAR

Gelişmiş ülkelerde yaygın olarak tercih edilen harekete duyarlı sensörler sayesinde, özellikle ara sokaklarda, bina içi uygulamalarda, park bahçe veya kamuya açık alanlarda tercih edilmesi durumunda yüzde 70’e yakın enerji tasarrufu sağlamanın mümkün olduğunu belirten Yılmaz sözlerini şöyle tamamladı: ” İstanbul’da pilot bölge belirlenerek uygulanabileceği düşünüldüğünden, konu hakkında İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ilgili kuruluşlarla irtibat kurularak ortak çalışma yürütülmesi,güneş enerjisinden maksimum yararlanılması, sokak aydınlatmalarının dönüştürülmesi önemli.
“Halihazırda uygulanmakta olan iş sağlığı ve iş güvenliği zorunlu eğitim kapsamında elektrik kullanımında tasarruf ve elektrikli ekipman kullanımında uyulması gerekli kurallar konusunda eğitim alma zorunlu olmalı.Konuyla ilgili merciler nezdinde çalışmalar yürütülmesi gerekmektedir”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Fill out this field
Fill out this field
Lütfen geçerli bir e-posta adresi yazın.
You need to agree with the terms to proceed

Bizden Haberler
Menü